Cihat başlıca dört kısma ayrılır.
1- Cehalete Karşı Cihat: Bu
cihat, insanlara hakkı, doğruyu ve güzeli öğretmektir. Kuran-ı Kerimde
Cenab-ı Hakk, Peygamber Efendimize hitaben şöyle buyurur:
“Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (Nahl Sûresi, 125)
Bir başka ayet-i kerime:
“Sizden
hayra çağıran, iyiliği emreden ve fenalıktan men eden bir topluluk
bulunsun. İşte kurtuluşa erişenler onlardır.”( Âli İmran Sûresi, 104)
Kur’an-ı
Kerim sadece bir kavmin değil, kıyamete kadar gelecek bütün insanların
maddî ve manevî, ferdî ve içtimaî yaralarını tedavi etmeye kâfi İlâhî
bir tiryaktır. Bu tiryakı bütün insanlığa takdim vazifesi Müslümanlara
verilmiştir.
2- Nefisle Cihat: Bir ayet-i kerimede nefsin
desiselerine karşı müminler şöyle ikaz edilirler: “Heva ve hevesine
uyma, sonra seni Allah yolundan saptırır.” (Sad Sûresi, 26)
Peygamber
Efendimiz (asm.)da “Cihadın en büyüğü nefisle cihattır,” ve “Senin en
büyük düşmanın, içinde bulunan nefsindir,” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafa,
Beyrut, I, 143, Hadis No: 413)
Hadis-i şerifleriyle bu cihadın
önemine dikkatimizi çeker. Nitekim, bir harp dönüşünde, “Küçük cihattan
büyük cihada döndük,” (Kenzu’l-Ummal, IV, 430, Hadis No: 11260 )
buyurmakla nefsi yenmenin düşmanla harp etmekten daha zor ve daha
önemli olduğunu çok veciz bir şekilde dile getirir.
3-Şeytana
Karşı Cihat: Kuran-ı Kerimde, “Şüphesiz ki şeytan sizin için bir
düşmandır. Siz de onu düşman tutun,”( Fatır Sûresi, 6 ) ayet-i
kerimesiyle insanlara en büyük düşman olarak şeytan gösterilmiş,
dolayısıyla da en büyük cihadın, bu en büyük düşmanla yapılan cihat
olacağına dikkat çekilmiştir.
4-Silahla Harp Etmek: Bu cihat
devamlı olmadığı gibi herkese de farz değildir. Devletin yeterli gücü
bulunması halinde cihat farz-ı kifayedir; yani bir gurup insanın cihat
etmesiyle diğer insanlardan bu vazife düşer.